KIŞKIRTMA

Fatih Altaylının bugünkü köşe yazısı
KIŞKIRTMA

ABD basınındaki Türkiye aleyhtarı durum pek de sona ermeyecek gibi.

Türkiye, en ve tek yetkili ağızdan Güney sınırımızda operasyon yapılabileceğini söylerken, bunun ABD’deki yansıması bambaşka oluyor.

Washington Post, ABD’nin Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’yi işgalini engellemek için son çabalarını sarf ettiğini ve bunların sonuçsuz kalması halinde Türkiye’nin kuzeydoğu Suriye’yi işgal edeceğini yazıyor.

Dikkat edin, kelime “işgal”.

Özenle seçilmiş bir “belirleme”.

Türkiye’yi işgalci gösterme hazırlığı.

Ve tabii aynı haberin içinde YPG/PKK sözcüleri ile yapılmış söyleşiler…

Sınırdaki El Haseke yakınlarındaki “beton tünellerin” görüntüleri ve “Türk Ordusunun saldırısına karşı oluşturulmuş savunma hatları” olarak bunların ballandıra ballandıra anlatılması…

Ve “Türkiye’nin terörist olarak gördüğü Kürtlere saldırması halinde Trump’ın IŞİD’e karşı savaşta elde etmekle övündüğü başarı tehlikeye düşecektir” şeklinde bir de yorum.

Haberin dili, haber dili değil.

Bambaşka bir şey.

Trump’ı Türkiye’ye karşı kışkırtma ve hatta bir adım ötesi.

***

Bir kız evladın isteği

Mümtazer Türköne’nin kızı Sıla sosyal medya üzerinden ulaştı bana.

Kendisini hiç tanımam.

Babası için çırpınan bir evlat olduğunu anladım o kadar.

Mümtazer Türköne ile de hiç işim olmadı hayatta.

Azerbaycan’da darbe marbe işleri ile alakalı olduğu günlerden beri hiç kanımız uyuşmadı kendisi ile.

Epeydir cezaevinde.

Kızı Sıla’nın da bana ulaşma nedeni aslında bu.

Türköne’ye bir süre önce stent takıldı.

Aslında kalp ameliyatı olması da gerekiyor.

Ancak cezaevi koşullarında bu ameliyatı olmak istemiyormuş Türköne.

Sıla da babası için destek arıyor.

“Ne olur, şu ameliyatı doğru düzgün bir şekilde olsun” diyor.

Olsun, iyileşsin.

Sonra cezaevine dönsün.

Sanki insani olan da bu.

***

Vatandaş geçmezse devlet geçecek!

İstanbul-İzmir Otoyolu tamamlanmış anladığım kadarıyla.

Zaten bir süredir parça parça kullanıyordum.

Türkiye’nin en iyi yapılmış otoyollarından birisi.

Bazı bölümlerindeki asfalt kalitesi, ışıklandırma, yol mühendisliği gerçekten Türkiye standartlarının üzerinde.

Tek sorun biraz pahalı olması.

Avrupa standartlarında pahalı değil gerçi ama Türkiye’nin gelir düzeyi düşünüldüğünde hayli pahalı.

Araç sınıflandırması ise sorunlu gibi.

Aynı sorun YSS ve otoyolunda da var.

Bu yol için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kasasından beş kuruş çıkmadığı iddiası ise tam olarak gerçeği yansıtmıyor.

Şöyle ki, evet, Hazine bu İstanbul- İzmir karayolu ve Osmangazi Köprü geçişi için tek kuruş yatırım yapmadı.

Ancak yatırımcı müteahhitlerin kullandığı kredilere garantör oldu.

Bunun dışında da bu yol için yıllık 750 milyon dolar gelir garantisi verdi müteahhitlere.

Yıllık araç geçişleri bu miktara ulaşmaz ise aradaki farkı Hazine ödeyecek.

Birkaç yıldır da ödüyor zaten.

Hem bu yol için de YSS Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu için 3 yıldır Hazine’den ödeme yapılıyor.

Mesela 2019 yılı için yapılan ödeme miktarı 3.7 milyar TL.

Yani bedava değil.

Vatandaş geçmezse, devlete geçirecekler!

***

Barlas ve Zentürk’e teşekkür

Mehmet Barlas ve Ardan Zentürk.

Her ikisi de yıllardır hükümete yakın medyalarda yazan, hükümete yakın olduğunu bildiğimiz iki eski gazeteci.

Netflix ve benzer internet yayın platformlarına yönelik RTÜK sansürü ve denetimi meselesine ve RTÜK’ün internet yayınlarına “sulanmasına” yönelik olarak şahane tepkiler gösteriyorlar.

Bizim tepki göstermemiz normal.

Ama onların o mahallede bunu bu kadar yüksek ses ve bu kadar iyi gerekçelerle gündeme getirip, gündemde tutmaları takdire şayan.

Her ikisine de teşekkürler.

***

Ne güzel yanıtlar

Bayıldım Selami Şahin ile eşi Didem Şahin’in sözlerine.

Ne kadar medeni, ne kadar düzgün.

Pek çok ünlünün ana babasına ya da ünlü ana babaya örnek olacak nitelikte.

Gazeteciler, Selami Şahin ve eşi Didem Hanım’a oğullarının manken Didem Soydan’la ilişkileri hakkındaki fikirlerini sormuşlar.

Selami Bey “Çocuklarım büyüdü. Biz onlarla arkadaş gibiyiz. İlişkileri hakkında siz ne biliyorsanız ben de onu biliyorum.”

Ne hoş bir yanıt.

Didem Şahin ise daha da iyi.

Didem Soydan’ın istenmeyen gelin olduğu yolundaki  soruya “Kendisi ile tanışmadık. Biz oğlumuzun kız arkadaşlarına saygı duyuyoruz. İstemediğimiz, beğenmediğimiz yolundaki haberler doğru değil. Ben de merak ediyorum adaşımı” diyor.

Gazetecilerin “Gelin adayınızla tanışmak mı istiyorsunuz” demeleri üzerine şahane bir yanıt daha geliyor:

“Gelin adayı değil oğlumun kız arkadaşı diyelim. Hemen gelin güvey olmayalım”  diye de ders veriyor.

Bayıldım bu yanıtlara.

Yorumlar

Yorum yazabilmek için giriş yapın. Henüz kayıt olmadıysanız yeni hesap oluşturun.
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu sen yap!